top of page

Yine Geldin Mi Mindfulness'a?

  • Yazarın fotoğrafı: Sara
    Sara
  • 20 Oca
  • 2 dakikada okunur

Yaşamımız boyunca özgür olmak isteriz, belki de herkes istemez, bilemiyorum. Bazıları zaten özgür doğmuştur, bazıları halinden memnundur, bazıları bir şeylerin peşindedir ama bunu böyle tanımlamamıştır.


Bu özgürlük herkese çeşitli yollarla gelir. Farklı yöntemlerle, meditasyonla, yoga ile, belki sadece nefesi fark ederek. Ve en nihayetinde zihne şahitlik etmeye başladığın yer özgürlüğün başladığı yerdir belki de, sadece zihnin ve bedenin olmadığını bilmek.


Bugün zihindeki ve ruhsal ilerlemenin önündeki 5 Klesha’dan bahsedeceğim biraz. Öncelikle Klesha ne demek ona bakalım.


Klesha, Hinduizm ve Budizm’de zihni bulandırarak acının ortaya çıkmasına neden olan koşulları ortaya çıkaran olumsuz zihin durumları. Sanskritçe’de “zehir” anlamına geliyor, ayrıca bir kişinin aydınlanmaya ulaşmasını ve samsara’dan özgürleşmesini güçleştiren engeller olarak da ifade ediliyor.

Bunlar istemek ve reddetmek durumu, cehalet, kendini zihnin veya bedenin sanmak ve bir de yaşama olan bağlılık ve yanılgı.Bugün bir endüstriye dönüşmüş olan yoga’nın amacı bu kleshaları kesmek. Kendim de sahil kaçımız gerçekten yoga yapıyor ve yaptırıyor acaba bu tanıma göre?


Ruhsal arayışta olmak hep bir tamamlanma, bütün arışına sürüklerken insanı bu arayışın kendisinin de eksik olma hissini yaratan şey olduğuna uyanıyorum son günlerde. Spirituelliğin başkenti Ubud’da harıl harıl kirtanlara, yogaya koşturan kişileri izliyorum. Düzeltilmesi gerektiğini düşündüğün an tabi bir sürü method, bir sürü hoca çıkıyor karşına. Çünkü sonunda bir şey olmak var. Neden bir şey olmak zorundayız ki öte yandan, şu an sadece oturmanın nesi var? Yarının hiçbir garantisi yokken dışarıda hep bir şey olma gerekliliği burada evde olmamızın önünde de bir engelken üstelik.Bir insan topluluğu oldum deyip kapıyı tutmuşken bir gurup insan da bu eksiklik hissi ile bitmek bilmez bir koşturma içinde. Birkaç atölyeye daha katılsa, biraz tarz olarak daha benzese oldum diyenlere o da olacak.Neyse çıkalım Ubud’dan…


Yeterince iyi değilim altında istek olduğunu, ölüm korkusu olduğunu ve ego ile özdeşleşme olduğunu fark ettiğimde zihindeki bu zehirlerden arınmak için daha yol var diyorum.  

Daha iyi bir bedene sahip olmak, daha iyi bir maddi duruma, daha iyi bir statüye sahip olmak adına, koşullanmalarından arınmak belki şifa arayışı olmak adına hiç evde değiliz. Şu anda olana dair hiç şükran yok. Üstelik dış dünya sürekli manifest et, daha iyisini manifest et iste her şey mümkün, kendi gerçekliğinin yaratıcısının derken…


Hep değişmelisin, çünkü daha olmadın, eksiksin, yeterli değilsin. Bu kod kendini arayışın esnasında farklı farklı şekillerde sinsice hayatına girmişse buna uyanabilmek de zor.Tahmin et dönüp dolaşıp nereye geliyor yine çözüm… Mindfullness.


Çünkü yaşamda istiyorum ve istemiyorumlar olduğu sürece, istek ve olanı reddetme olduğu sürece mindfullnestan söz edilemiyor, çünkü anda olan şeyle tam bir hem hal olma durumu yok.  Olayları oldukları gibi nört karşılamadığımız sürece tam hissedemeyeceğiz anlayacağın.


Mindfulness sayesinde otopilottan çıkabiliyor, hiçbir eksiklilk yok diyebiliyoruz.


Çünkü şu anda olduğun şeyden, kişiden, durumundan memnun olmadığın sürece şuandaki halin bir soruna dönüşüyor ve al işte bir istek doğdu, bu andan bu durumdan kurtulma isteği. Bu da bitmek bilmez bir döngü.


Diyelim ki şifalandın tamamıyla, bu ne demek ki?  Hala ayrıysan diğerlerinden, ben şifalandım onlar şifalanmadı, sadece yüksek frekanslı insanlarla görüşüyorum diyorsan kendini ayrı zannediyorsan ego daha derinden konuşuyor olabilir mi?


Pratik yapacağımız yer sanki buralar gibi, bunu görmeye başlamak. Belki bu 5 kleshayı rehber edinerek bunları beslememek.İsteme halinden biraz uzaklaşabilmek, olanla yetinmeyi öğrenmek.


Çünkü en nihayetinde istediğin arzuladığın şey bile elde ettiğinde geçici. Ve elde ettiğin bu mevcut zihinle ortaya çıkacak tutunma hali ise bir diğer ızdırap sebebi, hadi gel de işin işin içinden çık😊

 

 

 

 
 
 

Comments


bottom of page